21 Nisan 2008 Pazartesi

ADALETSİZ ÜCRET DAĞILIMI

Eğitim-öğretim.Hak ve adaleti sağlamak.
Öğretmenlerin sorunlarına değinmek istiyorum.
Öğretmenleri,bakanlığı eleştirmek istiyorum.
Önce sınıf öğretmenliği.1,2,3.sınıf öğretmenleri 30 saat derse girer 15 saat ücret alır.İzcilik,spor ve folklor gibi sosyal aktivitelerden de ayrıca ek ücret alırlar.4.5.sınıf öğretmenleri 19 saat ders karşılığı haftada 15 saat ek ücret alırlar.Diğer sosyal aktivitelerden aldıkları ücret de ayrıca değerlendirilir.
6,7,8.sınıflarda branş öğretmenleri ile liselerde derse giren öğretmenler ise 15 saat sonrası bulabilirlerse ek ücret alırlar.
Bakanlık son yıllarda öyle adaletsiz ücret sistemi uyguluyorki sınıf öğretmenleri ile branş öğretmenleri arasında aldıkları ücret 100-200 lira farklı.Branş öğretmenleri alanlarında daha yoğun eğitim almalarına rağmen ne hikmetse bu durum hiç göz önüne alınmaz.
Meslek liselerinde branş öğretmeni olmak ise çok kaymaklıdır.Neredeyse öğretmenlik maaşı kadar ek ders ücreti.Meslek lisesinde çalışan kültür öğretmenleri ile meslek dersi öğretmenleri arasında ele geçen toplam para açısından aşağı yukarı 2 kat fark vardır.
Okullarda ki müdür ve müdür muavini ücretleri son yıllarda yine arttırıldı.


Son yıllarda okullarımızda rehberlik öğretmenleri sayısı da ha bire artıyor.Sabahtan 3 saat,öğleden sonra 3 saat okulda bulunuyorlar,haftalık ek ders ücreti 18 saat.
Milli Eğitim şube müdürleri,şefler,öğretmen evi müdürleri ve muavinleri de ek ders ücreti alırlar.Sahi bu son yazdıklarım hiç derse girmezler,yine de öğretmenlerin kat kat üstünde ücret alırlar.
O halde ek ders ücreti kimlere verilmelidir tanımını bakanlığın çok iyi yapması gerekir.
Konuyu ülkemdeki sarı sendikalara açtığımda aldığım cevap çok acıydı."Ne yani biz herkesi kucaklıyoruz.Böyle bir sorunu dile getirsek hiç üyemiz kalır mı?Hatta hademeler ve katiplere de ek ders ücreti verilmelidir." diyorlar.


Yukarıda konuyu az çok dile getirdiğim ek ders ücretinin 1 saati 5.1 ytl'dir.Rakamlar haftalıktır.Aylık 4 ile çarpılacaktır.


Bakanlığın resmi okullarında görevli öğretmenler ve idareciler her yaptıklarından ek ücret beklerler.


Gelelim madalyonun diğer yüzüne.


Özel okulda sınıf öğretmeni veya branş öğretmeni olsanız.Sabahtan ders,öğleden sonra etüd yapsanız,cumartesi öğleye kadar yarım gün çalışsanız acaba kaçınız kaç saat ücret alırsınız.


Asker eşi iseniz,gardiyan eşi iseniz,hakim,savcı eşi iseniz ,milletvekili,bürokrat eşi iseniz eşinizin görev yaptığı yerde hiç kadro yoksa bile,biraz güçlüyseniz hiç derse girmeden bankamatik öğretmeni olmanız kaçınılmaz.Okullarındaki idare boşta gezen bu öğretmenlere hasta öğretmenin yerine derse girmesini istese programımda yok girmem der.Biraz sıkışırsa hemen rapor alır.Okulların kadro yapraklarında nedense bu fazlalıklar hiç çözümlenmez.
Yeni yazılarda buluşmak üzere.

16 Nisan 2008 Çarşamba

SOSYAL GÜVENLİK

Cennet vatanım Türkiyem'de hükümet yıllardır yeni bir sosyal güvenlik yasa tasarısı çıkarmaya çalışıyor.Tabii ki hepsi fiyasko ile sonuçlanıyor.Önce biz yurttaşların işine gelmiyor.

Olaya değişik bir açıdan bakmak istediğimden bu yazıyı yazdım.

Bir zamanlar bu ülkede 30 senede emekli olunurken şimdi 20-25 senede emekli olunabiliyor.Yani kadınlar 40-42,erkeklar 41-47 yaşlarında emekli olabiliyorlar.Ortalama ömür 67 olduğuna göre geri kalan hep çalışanın sırtından hazır yiyici.

Avrupanın hiçbir ülkesinde,Asyada ,Amerika kıtasında hiçbirinde şu anda bizimki kadar erken emeklilik bulunmuyor.Biz hep kendi kısır döngümüzle bağırış çağırış feryat ediyoruz.

Bir de bunun yanında bir şenede 3 ay ek kıdem alıp 20 senede 25 yıl üzerinden emekli olanlar var.Onlara asla dokunulamaz .Özel yasaları vardır.Mecliste bile her ne hikmetse sessiz sedasız çabucak her istekleri kabul olur.41 yaşında emekli olurlar.Emekli olunca sanayide ek çalışır,büfe açar,daha başka işler de yaparlar.Bir diğer meslekteki 43 yaşında emekli olur.Daha sonra özel güvenlikçidir,body guarddırlar.Yine emeklilik sonrası çalışmaları da 60-65 yaşına kadar devam eder.
Dedim ya değişik bir açıdan yazmaya çalışacağım diye.Hükümeti de eleştirmek gerekir.3 çocuk 5 çocuk tartışmsı.
Bir zamanlar Almancılarımız çocuk başına bilmem kaç mark veriliyor diye ha bire çocuk doğurtur.Türkiye'deki hatundan çocuk Almanyadaki Frolayn'dan çocuk.Ondan sonra yan gel yat,damızlık boğa.Türkiyedeki çocuklar aç-perişan Almanya'dakiler ise kültür erozyonu içinde zavallı perişan,kimliksiz.Şu anda bizde bir yöremizde bazı kadınlar garibim habire dağa fedai yetiştirmek için 8-15 çocuk doğurmak zorunda.Ülkede de sayısal bir çoğunluk onlarda olacak ki devleti bu görüşte olanlar ele geçirecek.Gidin Marmaris,Kuşadası,Dikili,Edtemit ve diğer sahil kesimlerine.Buralarda bu kafa yapısına göre doğmuş ve yetiştirilmiş gençlerin hakimiyet kavgalarını görün.
Böyle mi TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin geleceği kurtulacak?Bu yazdığım son kısımların sosyal güvenlikle ne ilgisi var derseniz yeni taslakla 6 çocuk sahibi baba alacağı çocuk paraları ile bir maaş daha alacak.Damızlık misali.Yeni çocuklara yallah.
Bir diğer gurupta ha bire koca parası yiyen kadınlar.Çalışmayan kadına yardım.Çalışan kadın yorgun argın,diğeri günde.Adam erken ölsede bakma derdi olmadan onun emekli parasını da yesem.Bu arada ölen adamdan sonra bir kısmet çıksa imam nikahlı evlilik e yani para kesilmez.Ölesiye para.Acı gerçek bu tür imam nikahlı, ölen koca parası alanlar az buz değil on binlercesi.Sahi diyanet bu konuda fetva vermeli bu tür kadınların nikahı nedir?Ben kadınları aşağılamak,küçük düşürmek için bunları yazmadım.Dünyada çalışan kadın nüfusu en az olan ülke Türkiye.Çünkü bu yapılanma bu sonucu doğuruyor.Sonuç ortada.
Merdiven altı üretim,vergi vermemek ,için kaçak üretimin Türkçesi.Sigortasız çalıştırılan işçiler.Fiş toplayıp vergi iadesi alma dönemi bittiği için fiş toplamaya külfet kabul eden yüce Türk Milleti.Sahi gelirleri vatandaşı tarafından kösteklenen Devlet nasıl Sosyal Güvenliği uygulayacak.Milyonlarcası hiç vergi vermeden sağlık sigortasından yararlanan Yeşilkartlılar.İçinde Mercedesi olan,birkaç evi olan,kabarık banka cüzdanlı olanlar az değil.
Hükümetin artık kanıksanmış kömür ve poşet torba içinde belirli kimselerin direktifleri doğrultusunda dağıtılan sadakaları.Dünyda hiçbir devlet sadaka dağıtma hakkına sahip değildir.Sadakayı vatandaş yapar.Başbakan ağzından söyledi bu kış dağıtılan kömür miktarı 10 milyon tonmuş.Kömürün maden ocağından 1 tonunun çıkış maliyeti 60 dolardır.Vergi,nakliye,aracılar girince piyasa fiatı en az 180 ytl'dir.Beyler 1 milyar ytl üzerindeki paradan bahsediliyor.Bu sadaka yerine 1 milyara fabrikalar kurulsa en az 30.00 kişiye ek iş imkanı demektir.5-6 yıl içinde 175.000 kişiyi geçer.Üretilen katma değeri hesaba katın bakalım ülke nasıl kalkınır,sosyal güvenlik nasıl sağlanır?
Yeni yazılarda buluşmak üzere....

13 Nisan 2008 Pazar

SELAM OLSUN

Bir gün Nemrut ve taraftarları putları kırıp kendilerine karşı sadece bir olan Allah'a yönelmiş,teslim olmuş olan İbrahim aleyhisselamı kendilerince ateşe atmaya karar verir. O kadar büyük bir ateş yakılmışki görenler ürperiyor ve yaklaşamıyor herkes putlarını kıran kendilerine karşı koyup alemlerin rabbine teslim olduğunu söyleyen ibrahimin ateşe atılacağı anı beklerken ateşe yaklaşan bir karıncayı farkadip sorarlar
-herkes yakıcı ateşin kendilerine de dokunmasından korkup kaçarken sen ateşe doğru gidiyorsun.-Ne yapıyorsun sen?Nereye gidiyorsun?

-Karınca, demiş ki:İbrahimi yakmak için hazırlanmış şu ateşi söndürmeye gidiyorum.
Gülmüşler ve demişlerki:
- Senin bu küçük cüssenle taşıdığın bir damla su ile bu koca ateş söner mi?

-Karınca demişki:Bu ateşi söndüremiyeceğimi bende biliyorum ancak ben bu çabamla yapmam gerekeni yani kimliğimi,kim olduğumu,safımı,kimin tarafında olduğumu ortaya koyuyorum ben alemlerin rabbi Allah'ın tarafında İbrahim'in yanında onun bayrağı altındayım.İşte ben bu teslimiyetimin gereğini yapıyorum.Benim tek bir kimliğim var ben rabbime teslimim bu böylesi zor anlardada .sevinçli .kolay nimetlerle dolu olduğum andada aynıdır değişmez.


Yıllardır içimde yanan bir ateş.


Ülkemde ve dünyada olan gelişmelerle ilgili yazılar yazmak.Şükür olsun ki bugün nasip oldu.Çok mutluyum,yazıyorum.


Tarafsız olacağım demek gelmiyor içimden.Yukarıdaki kıssada olduğu gibi muhakkak bir görüş ortaya koyacağım.İnşallah görüşlerimde doğruyu görürüm ve gösteririm.
Benim ülkem,cennet vatanım.Halkı bi şekilde yıllarca uyutulmuş,düşüncesi ile,emeği ile,ekonomisi ile hep sömürülmüş.Yıllardır her 10 yılda küçük darbeler.Her 20 yılda ise büyük darbelerle yönetilmiş.Demekraside darbe yapan oligarşiler tutuklanır,bizde ise her ne demekse demokrasinin bekçisi olurlar.Hemde sosyal demokratlar ve milliyetçiler tarafından kabul görürler.
Her on yılda büyük bir ekonomik kriz muhakkak olacak.Dolar bilmem yüzde kaç devalüe olacak,çarşı-pazar misliyle zamlanacak.Sonra zengin türediler çıkacak.
Darbeler anarşi ortamından sonra yapılacak ki meşrulaşsın.Sola darbe diyeceksin sağ güçlensin,laik karşıtlarına diyeceksin sol güçlensin.Bi yandan ayrılıkçılar da girecek ki belki ülke bölünür ben de hainliğimi yapmış olurum.Arada bundan yararlanmak isteyecek parsa tolayıcıları da olsun.
Belli ki bu durumdan hep karlı çıkanlar olacak.Bazıları da hep zarar görecek.İyi de zarar görenler de kaderci zihniyet olarak razılar.Vatan sağ olsun diyecekler.
Yeniden yazmak üzere.